
Zimem Defteri
Ramazan günlerinde zenginler bakkal, manav gibi dükkânlara giderdi ve zimem defterini çıkarmalarını isterdi. Zimem defteri, bugünün veresiye defteridir. Defterin başından, sonundan ve ortasından rastgele sayfalar koparır ve “Silin borçlarını, Allah kabul etsin” derlerdi. Böylelikle borcu olan, borcunu kimin ödediğini; borcu ödeyen de kimin borcunu ödediğini bilmezdi.

Kahve
Belki de günümüzde en bilindik Osmanlı âdeti kahve âdetidir. Kahvenin yanında su getirilirdi. Misafir, toksa önce kahveyi alır; aç ise suyu alırdı. Ona göre de ya yemek sofrası kurulur ya da meyve ikram edilirdi.

Kapı Tokmağı
Osmanlı’da kapılarda iki adet tokmak vardı. Bu tokmaklardan biri kalın biri inceydi. Erkek misafirler kalın ses çıkaran tokmağı, kadın misafirler ise ince ses çıkaran tokmağı kullanırlardı. Böylelikle ev halkı da kapıdaki misafir hakkında bilgi sahibi olur, ona göre karşılarlardı. Eğer kapıyı çalan kadın ise ev hanımı kapıyı ev haliyle açardı. Gelen misafir erkek ise ev hanımı örtünüp kapıyı açar ya da mahremi (kocası, oğlu vs.) açardı.
Bayramlar
Osmanlı’da bayram, sultanın bayram namazı için camiye gelişi ile başlardı. Namaz bitiminde saraya dönen padişah, önce annesinin elini öper, sonra diğer aile üyeleriyle bayramlaşırdı. Bayram merasimi bittikten sonra da güzel işlemeli keselerle çocuklara para saçardı.

Mahyalar
Günümüzde de kullanılan bir Osmanlı geleneğidir. Tabi şimdilerde elektrik sayesinde yazılan mahyalar, o dönemde daha zor şartlar altında yazılıyordu. Bu nedenle de bu eyleme Osmanlı Sanatı diyebiliriz. Mahyacılar, ramazan ayının her akşamına ayrı ayrı yazılar yazmak için gün boyu çalışır, iftardan sonra yüzlerce kandillerden oluşan mahyalar iki saat yanardı.

Yorumlar
Yorum Gönder